Su samurlarını diğer hayvanlardan ayıran bir çok özellikleri vardır. Hem suda hem karada yaşayabilirler, buna rağmen yuvalarını ağzı suyun içinde kalacak şekilde su kenarlarına kurarlar. Su samurları yuvalarına oldukça çok özen gösterirler, çevrede buldukları yaprakları ve sudaki yosunları yuvalarına taşıyarak kendilerine rahat bir ortam hazırlamak için çaba sarf ederler. Bir yuvası olduğu halde su samurları; yuvalarını kurdukları göl veya nehirlerin üzerlerinde el ele tutuşarak uyumayı tercih ederler. Su samurlarının kulakları çok küçük bıyıkları ise uzundur. Tıpkı insanlar gibi ellerinde beş parmak vardır, ayakları ise ördek ayağı gibi perdelidir ve ayaklarındaki perdeler sayesinde mükemmel yüzerler vücutlarının kıvrak olmasıda yüzmelerini büyük manada kolaylaştırır.  Renkleri genelde kahve rengi olan samurların kürkleri oldukça değerli dir, bunu bilen av meraklıları da özel eğittikleri köpekler ile su samurlarını avlarlar. Bu tatlı hayvanlar; suda yaşamalarına rağmen yiye

Hemen hemen herkesin hayatında bir kez yaptığı yada bir kez maruz kaldığı olmuştur. Bir nisan şakaları ile ilgili rivayet vardır, bu rivayetlerden biri de Fransızlara dayanmaktadır. M.ö 46 yılında roma imparatoru Sezar takvimin başlangıç ayını ocak ayı olarak ilan etmiştir. Fakat buna rağmen Avrupa’ da 16. Y.y ortalarına kadar  yeni yol olarak mart ayı olarak kullanılmaya devam edilmiştir. 1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yılın başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce Avrupa’da yaygın olan yıl başlangıcı Mart ayının 25 idi. O zamanki şartlarda iletişim pek iyi olmadığından  IX Charles’ın bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler. Duymayanlar ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler. 1 Nisan'a  aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra haberi duymayan

Bir çok insan aldığı maaştan memnun değil, aldığı maaş; kira, faturalar, market derken ay sonu gelmeden bitiyor. Ülkemizde geçim gerçek manada çok zor, e böyle olunca insan yapabileceği ek iş arayışına giriyor. Bizde bu yazımızda mesleğinizin dışında yapabileceğiniz ek işleri ele aldık. 1 . EVE EK İŞ ALMAK : Genelde bayanların tercih ettiği, ama erkeklerin de yapabileceği işler var. İncik boncuk dışında sürpriz yumurta, mandal montajı, kalem montajı gibi hem erkek hem bayanların yapabileceği işler mevcut. Fakat bu tür işlerin kazancı uçuk miktarlar olmayacak ama cep harçlığınızı çıkarabilirsiniz. 2 . HAFTA SONU GARSONLUK : hiç bir iş tecrübesi gerektirmeyen bir meslektir, hafta içi yapabileceğiniz gibi hafta sonu ek iş olacakta yapabilirsiniz. Bunun için kurulmuş organizasyon şirketleri mevcut, kayıt oluyorsunuz ve sizi müsait olduğunuz günler restoran, davetler, fuar gibi yerlere garsonluk için gönderebiliyorlar. 3 . GÜVENLİK GMREVLİSİ : Tıpkı garsonluk gibi bu işi

Büyük kentlerde yaşamak için sanırım bir sabır taşınızın olması lazım, stres ve sinirinize hâkimiyet çok önemli çünkü büyük kent demek stres, sıkıntı ve sinir demek. Ankara, İzmir, İstanbul ve diğer büyük şehirlerde gerçekten yaşamak  çok zordur. Evet küçük şehirler de yaşamak’ da sıkıcı olabilir fakat metropol kentlerdeki yaşamın zorluklarını gördüğünüz zaman ufak şehirlerin kıymetini anlayacaksınız. Peki büyük şehirlerde yaşamak neden bu kadar zordur? • GEÇİM SIKINTISI : geçim sıkıntısı zorlukların başında gelir, bir çok insan asgari ücretle çalıştığı için geçimini sağlayamamaktan şikayetçi, her şeye üst üste zam gelmesi aldığımız asgari ücretin çok çok üzerine çıkabilmekte buda geçimimizi etkilemektedir. • GÜRĞLTÜ KİRLİLİĞİ : Büyük kentler kalabalık olduğu için haliyle çok fazla gürültü olabiliyor, araba gürültüleri, insan gürültüleri gibi. İnsan daha sessiz daha sakin bir yaşam ister, gürültü kirliliğinin insan üzerinde çok büyük etkileri vardır, psikolojik olarak iş ve s

Teknolojinin hızla gelişmesi ile birlikte, hayatımızda’ da büyük değişmeler yaşanmıştır. Özellikle cep telefonu sektörü hızla büyüyor, hemen hemen her ay yeni bir model karşımıza çıkıyor. Durum böyle olunca  vatandaşımız da fırsatı kaçırmıyor, teknolojiye ayak uyduruyor. On insandan dokuzunda mutlaka bir akıllı telefon var. Artık akıllı telefonlar elimiz ayağımız olmuş durumda, hatta aklınıza gelebilecek bütün her şeyi bir telefon ile halledebiliyoruz. Bu durumda ’da akıllı  telefonların hayatımızda ki olumsuz etkileri bir hayli fazla oluyor. Peki nasıl bir olumsuz etkisi olabilir ki? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim, hadi hep beraber inceleyelim. • İLETİŞİM BOZUKLUĞU : Öyle bir duruma gelmişiz ki telefonu elimize aldığımız zaman dünya ile bağımızı koparıyoruz, söylenenleri duymayabiliyoruz. Ev veya toplumdaki muhabbetlere katılmayıp telefon ile  ilgilenmeyi tercih ediyoruz. Bu durum evde veya toplum içerisinde huzursuzluğa neden olabilir. • DALGINLIK : Yolda yürür iken, arab

Telekinezi (telekinesis) yunancada uzaktan hareket anlamına gelir. Parapiskoloji deyince akla ilk telekinezi gelir peki ne dir bu telekinezi? telekinezi; beyinimizin yaymış olduğu sinyalize dalgaları düşünce gücü ile  nesneleri bir yerden başka bir yere hareket ettirmek veya nesnelere yön verme yeteneğine denir. Henüz bilimsel bir açıklaması olmasa da beyin gücü ile nesneleri hareket ettirdiğini iddia eden insanlar var. Aslı varmıdır bilninmez ama zevkli ve bir o kadar denemeye değer bir olaydır. TELEKİNEZİ NASIL YAPILIR? O kadar kolay olmaması gerek, çünkü kolay olsa idi hemen hemen herkes yapabilirdi uzun uğraş çok uzun zaman gerekebilir. İlk başlarken zihninizin tamamen boş olması gerekiyor, aklınızda sadece hareket ettireceğiniz nesne olaması lazım ı nesneye yoğunlaşmanız hatta o nesneden başka birşey düşünmemeniz gerek. Bunun içğn uykudan uyandıktan sonraki ilk yirmi dakika çok önemli, zihniniz o esnada bom boş olur, hatta zihninizi boşaltmak için telkin de yapabilirsini

Her  ilişkide aksilikler ve tartışmalar olur elbet. İster evli, ister nişanlı ,stersinizde sevgili olun, emin olun ki bir ilişkide ister istemez pürüzler çıkabiliyor, bu pürüzler ayrılık ve boşanma gibi  istenmeyen sonuçlar doğurabiliyor. Gerek erkek yüzünden oluşan davranışlar gerek bayan yüzünden oluşan davranışlar nedeni ile ilişiler zarar görebiliyor. Peki hangi davranışlar ilişkimize zarar verebilir?      • AŞIRI KISKANÇLIK      •ÇİFTLER ARASINDA SAYGI      •İLGİSİZLİK      •YALAN SÖYLEMEK      •KARŞI TARAFI KIRMAK      •RENCİDE ETMEK      •BAĞIMSIZ DAVRANMAK      •YOKMUŞ GİBİ DAVRAMAK      •ANLAYIŞSIZ OLMAK       •ALTTAN ALMAMAK AŞIRI KISKANÇLIK: kıskanılmak; hem erkeğin hem de kadının hoşuna gider, fakat kıskançlığın dozu yüksek olursa tartışmalara ve şiddete eğelim olur. Bu durum ise ilişkinizin zedelenmesine hatta boşanmaya kadar gidebilir. ÇİFTLER ARASINDA SAYGI : özellikle evlilikte çiftlerin birbirlerine olan saygısı önemli dir, çünkü her ilişki saygı

Menenjit hastalığı nadir görülür ama en tehlikeli beyin hastalıklarından biridir. Bu hastalık taşıdığı riskler nedeni ile belirtiler görüldüğü taktirde vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gerekir. Menenjit hastalığı erken tedavi edilmediği zaman ölümle sonuçlanabilir, hastalık belirtileri başladığı zaman iş ve sosyal hayatınızı olumsuz etkileyebilir. Yapılan araştırmalara göre menenjit hastalığı genelde ileri yaşlarda görülmektedir. MENENJİT NEDİR? Menenjit hastalığı bir beyin hastalığı olup beyni doğrudan saran çeperlerin iltihaplanması neticesinde meydana gelmektedir. Bakteriyel bir beyin rahatsızlığı olan menenjit hastalığı çoğu zaman tesirlerini uzun müddetler sonrasında gösterebilmektedir. Tesirlerini göstermesi ile beraber özellikle baş sızılarının da oluşmasına neden olabilen menenjit hastalığı bu itibariyle de oldukça sızılı bir beyin hastalığı olabilmektedir. MENENJİT'İN BELİRTİLERİ: Menenjit hastalığının en keskin kalitelerinden biri de bulgularının oldukça fazl

Her insan muhakkak ağrı çekmiştir, vücudumuzun çeşitli bölgelerinde hissedilen ağrılar çoğu zaman hafif seyrederken, çoğu zamanda şiddetini arttırarak dayanılmaz bir hâl alabiliyor. Vücudumuzda bir nevi alarm işlevi gören ağrılar; kimi zaman basit, önemsiz bir ağrı olsa da kimi zaman’ da  ciddi bir hastalığın habercisi olabiliyor. İşte bu konuda bilinmesi gerekenler... • GÖĞÜS ĞRISI: kalp krizinin habercisi olabilir. Genelde sabaha karşı veya sabah saatlerin de dinlenme pozisyonunda iken meydana gelebilir, sağ ve sol kola yayılan şiddetli ağrı kalp krizini düşündürebilir. Yorgun halde olmuş ise dinlenmek ağrıyı geçirmez. Bunun yanı sıra panik atak ve reflü gibi şikâyetlerde göğüs ağrısına neden olabilir. • BAŞ AĞRISI : Eğer başınızda çok şiddetli ağrı var ise bunu bir kaç sebebi olabilir bunlar; beyin tmörü,beyinde baloncuk oluşması, sinüzit veya migren. Şiddetli baş ağrılarında muhakkak bir uzman hekime gözükmemelidir aksi taktirde ölümle sonuçlanabilir. Ağrının şiddeti göz

Erken teşhis edilen  göz tembelliğinin tedavisi oldukça basittir. Gözlük ihtiyacı var ise gözlük verilir ve  iyi gören göz belirli zamanlarda kapatılarak tembel göz çalıştırılır.  Göz tembelliğinin tedavisinde  cerrahinin yeri yoktur. Hastanemizde görsel terapi merkezimizde bu hastalar ortoptik uygulamalar adı verilen göz egzersizleriyle de tedavi edilmektedir.

Kış aylarında olup biten tabiat olayı, içerik olarak suyun buza dönüşmüş halidir. Bulutların içindeki minik su tanelerinin oldukca soğuk hava ile karşı karşıya gelmesi sonucunda, bu su damlaları buz parçalarına dönüşür. Ve bu muamele fazlaca çabuk gerçekleştiği için yağış sırasında yağmur olamadan direk kar olarak yeryüzüne düşer. Kış aylarında mevsim sıcaklıkları dolayısıyla bulutların içerisinde her daim buz parçacıkları bulunur, ama bu buz parçacıklarının yeryüzüne kar olarak düşmesi için mevsim koşullarının müsait olması ve havanın muayyen soğukluk derecelerine yetişmesi gerekir. Kar, mevsimler gereği kış aylarında yağar. Bunun nedeni kışın güneş ışınlarının senenin diğer zamanlarına bakılırsa oldukca daha düşük ısıda olmasıdır. Bunun cevabında da gökyüzünde bulutların bulunmuş olduğu bölgelerde, hava sıcaklığı çok düşük olur. Yeryüzü ile gökyüzü arasındaki hava sıcaklığı biraz yükseldiğinde kar yağışı sırasında yere düşen kar taneleri sıvı hale geçebilir. Bu doğa vakasına